GEEKYAPAR 2016’nın En İyileri – GEEKYAPAR Okurlarına Göre, 2016’nın En İyi 10 Filmi!


186
406 shares, 186 points

Bu sene, yılın enlerini seçme sohbetine sizi de dahil edelim dedik. Bunu da 2016’nın en güzel icadı, Yazı Çağrısı üzerinden yapalım istedik. Her birinizden güzel güzel yazılar istedik, güzel güzel yazdınız. Ama sonra dedik ki, “Dur. Bu böyle olmayacaktı. Dedik “Yazı Çağrısı’na cevap vermeyenleri de dahil edelim sürece”. Böylece şöyle bir sistem yaptık. Yazı Çağrısı’na senenin enlerini gönderen herkesin oyunu bir kabul ettik. En çok zikredilen dört filmi de aldık, Twitter’a koyduk. Böylelikle bu listenin ilk dördü, demokratize oldu, kendi içlerinde çok çok Geekokur tarafından sıralandı.

Yalnız gelelim ödül meselesine.

Bu Yazı Çağrısı’nda, herkesin oyları değerlendirildi. Ancak sadece 7 kişinin yazıları yayınlandı. Bu da, söz verdiğimiz gibi, özel bir ödülü hak ettikleri anlamına geliyor. İsimlerini aşağıda gördüğünüz 7 çiçek insan, bizden birer adet sürpriz ödül kazandılar. Sürprizi de biz yakın zamanda Facebook sayfasından duyuruyor olacağız. Takipte olun!

Kazananlar, maillerinize bakılı olun, size mail atıyor olacağız. Okuyanlar, siz de şuradan buyurun, ve afiyetle yiyiniz!

10. 10 Cloverfield Lane

cloverfield5-xlarge

Anlatan: Eke Paşaoğlu

10 Cloverfield Lane, malumunuz, Cloverfield’ın bir nevi devamı niteliğinde. Ama aslında baya da alakasız bir film. Filmin ilerleyişinde aşırı ağır bir hava var esasında. Ancak bu havanın verdiği gerilim unsuru ayrı bir tat katıyor. Filmi sonuna kadar her an her yerden bir şey çıkabilir korkusuyla izliyorsunuz. Üç ana karakter üzerinden tek mekanda ilerlemesi de elbette, bu gerilimin önemli bir parçası. Son savaşını bile yavaşlatmak pahasına, gerilimi iliklerimizde hissettiren bir film olmayı kafasına koymuş 10 Cloverfield Lane. Bunu da güzelce başarmış.

9. Hacksaw Ridge

hacksaw-ridge

Anlatan: Fazlı Boratay

Mel Gibson 10 sene sonra tekrar yönetmenlik koltuğuna oturuyor ama o nasıl oturuş, koltuğu kemirip ateşe vermiş resmen. Saving Private Ryan’dan bu yana savaş, hiç bu kadar korkunç yansıtılmadı. Yer yer Mad Max gibi bir aksiyon filmine dönüşüp sizi koltuğunuza mıhlıyor film, yer yer de muhteşem bir karakter hikayesine dönüşüyor. Askerlerin savaştan önceki ve sonraki hallerini de olağanüstü bir şekilde analiz ediyor. Film bitince de Mel Gibson o koltuktan bir daha kalkmaz inşallah diye dua ederek salonu terk ediyorsunuz.

8. Nocturnal Animals

NOCTURNAL ANIMALS

Anlatan: Sezai Baran Özen

Tom Ford ikinci filminde de turnayı gözündan vurmayı başarabilmiş. Nocturnal Animals hepiniz için bu sene izlerken en çok gerildiğiniz yapım olma özelliğine sahip. Benim için oldu. Sağlam senaryosu, harika yönetmenliği ve tüyleri diken diken eden oyunculuklarla geliyor Nocturnal Animals. Özellikle Michael Shannon ve Aaron Taylor-Johnson’a hasta oluyorsunuz. Ara sıra temposu düşüyor, ancak iki saat boyunca sarıp sarmalamayı da ihmal etmiyor.

7. Captain America: Civil War

captain_america__civil_war_by_patrickbrown-da0lhp8

Anlatan: Berkem Kosma

Tamam, bir yerde DC hayranı olabiliriz. Ama neticede, Marvel da hoş, değil mi? Öncelikle şahsi bir itiraf yapmak gerek, filme önyargıyla dolu bir şekilde gittim; çünkü çizgi romanı önceden okumuştum ve oradaki kadar kapsamlı bir hikaye olamayacağını tamin ediyordum. Zaten o kadar fazla oyuncuyu filme doldursalar, batarlardı herhalde. Ancak tüm bu önyargıya rağmen, filmi izlerken hayran kaldım. Bunda da en önemli faktör, dövüş sahneleri oldu. Özellikle havalimanı sahnesinin altını çizerek söylüyorum bunu. Örümcek Adam’ı seneler sonra görmek de hoştu doğrusu. Bucky’yi hikayeye katmaları da hakeza, doğru bir karardı. Zira çizgi romandaki hikayey işlemeleri zor olacaktı, onun yerine böyle bir rota tercih etmeleri de doğru geldi. Filmin şahsen en sevdiğim yanı ise Black Panther’dı, onu da söylemeden geçemeyeceğim. O kostüm ve atletik hareketlerle, yalnız olduğumu da düşünmüyorum.

6. Captain Fantastic

3061649-poster-p-1-matt-ross-directing-captain-fantastic

Anlatan: Eke Paşaoğlu

Kesinlikle senenin en beklenmedik filmlerinden biri. Sanat filmi tadında başlayıp devam eden fakat size bunu hissettirmeyen nadir filmlerden. Filmdeki karakterlerin her birinin üzerine tez yazılabilecek derecede sağlam bir karakterizasyona sahip zaten bir kere. Tabii bunda oyunculuklarında büyük bir payı var. Çoğu oyuncunun nerdeyse adam akıllı ilk işleri olmasına rağmen başarılı bir şekilde verilen görevin altından kalkıyorlar. Ve elbette, özel bir teşekkür de, yarattığı renklerin doğal uyumu için filmin sanat yönetmenine…

5. Arrival

arrival-trailer-001

Anlatan: Umur Işık

Arrival, sanırım şuana kadar izlediğim en güzel “uzaylı” temalı filmlerden bir tanesiydi. Film “Eğer uzaylılar gelse ne olurdu?” sorusunu öyle harika bir şekilde cevaplamıştı ki, tatmin olmamak elde değildi. Uzaylıların bir anda gelmeleriyle yaşanan kaos olsun, uzaylılarla yapılan konuşmalardaki aradaki bariyerle iki farklı atmosferi ayırmak olsun, uzaylı biyolojisinin farklılığı olsun, uzaylıların dillerini öğrenme çabamız olsun. Her şeyiyle harikalaşan bir filmdi. Filmden sonra kafanızda bir veya ikiden fazla soru kalması biraz zordu çünkü filmde neredeyse her şeye bir cevap yerleştiriyorlardı. Filmin gerek müzikleri, gerek oyunculuğu, gerek o uzaylı tasarımları olsun her şeyi harikaydı.

12»


Paylaşmak ister misiniz?

186
406 shares, 186 points

0 Comments

Yorum Yazın